Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Mayıs 2015 Pazartesi

makaleye devam 3.bölüm

In conclusion, energy requirement rises day by. In addition, amount of fossil fuels are limited and they decrease, so goverments start to research alternative energy sources which one is unlimited. In addition, the energy should not contribute greenhouse emission in other world global warming and shouldn’t affect bio-diversity. As it is understood, renewable energy sources are correspondent with these definitions and it is relationship sustainable development policy, so effective usage of these sources help us to meet needs in energy.

References
S. Karagoz, K. Bakirci (2009) Sustainable Energy Development in Turkey, Energy Sources, Part B: Economics, Planning, and Policy, 5:1, 63-73, DOI: 10.1080/ 15567240802053343
H.S. Seydioglulları (2013) Renewable Energy for Sustainable Development, Planlama, 23(1), 19-25, DOI: 10.5505/Planlama.2013.14633
E. Erdogdu (2009) On the Wind Energy in Turkey. Retrieved May 1, 2015, from
United States Environmental Protection Agency. (n.d). Overview of Greenhouse Gases: Retrieved April 27, 2015 from http://www.epa.gov/climatechange/ghgemissions/gases/co2.html

T. Buke, A. C. Kone, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Türkiye 10.Enerji Kongresi
M.A Cukurcayır, H. Sagır , Enerji Sorunu Ve Alternatif Enerji Kaynakları

makaleye devem 2.bölüm

Secondly, the world’s energy generation is provided fossil fuels, renewable energy, nuclear energy, %79, %18, %3, respectively (GEKA, 2011). Each energy sources have carbon dioxide emission problems. The carbon dioxide emission contributes to greenhouse gas (GHG) emission. If we look carbon dioxide emission of these sources (g-CO2/kWh), we see that coal is 943, natural gas is 474, nuclear power is 20 and renewable energy sources are between 10-25.In views of this ratio, to be first energy source of fossil sources are the primary reason of global warming. To solve this problem, sustainable development policy and effective usage of renewable energy become common worldwide. For example, the Turkish government’s the process of developing a strategy will be detailed in context of Turkey’s adhesion to the United Nations Framework Convention on Climate Change (UNFCCC) (Karagöz, Bakirci, 2009). In addition, the government is planning new renewable energy plants such solar energy in Antalya, wind energy project in Silivri. Lastly, when we look that where we stand now in the world, consumption of non-renewable energy resources cause to disappear natural sources, bio-diversity of forest, sea or air apart from global warming. This energy problem might be solved with clean energy in other words renewable energy resources. Wind and solar energy are the fastest and known source for sustainable development (Savin, 2013). For example, wind farm involves 1 km 2 area which has twenty turbines. Moreover, this terrain uses part of one percentage for turbines, so other parts can be used for animal husbandry, farming and forestation then power plant is worked.

İlk makale denemem .(Environmental Problems of Sustainable Development and Energy Generation and Consumption)

İlk defa makale yazdım :D hemde ingilizce :O  ilk denememe göre fena da sayılmaz. Bazen okulda çalışmalarımda yaptığım şeyleri sizlerle paylaşacağım.Gördüğünüz hataları, geliştirmem gereken yerleri söylerseniz sevinirim :D İşte makalem:(karakter sınırı olduğundan parça parça paylaşacağım)1.BÖLÜM:

            Merve Atilmis            
           Energy System Engineering in Yasar University    
   Nowadays, population is increasing gradually.Being parallel related to population growth; more energy requirements had been eventuated. It is necessary to meet these energy needs. While we are supplying the needs, environmental problems should be evaluated. Result of these has made us to seek for new energy sources. This seeking comes across new terms of sustainability. The sustainability in terms of economic, social and environmental are included of the energy and sustainable development. This study will focus on the relationship between environmental problems of sustainable development and energy generation and consumption. Firstly, consumption of energy is increases at least 50 or 60 percentages with population growth (Gupta, 1993). Research conducted see that fossil fuel reserve start to decrease and they do not meet increasing energy demand. Also, speed of energy consumption will be 300 thousand times than formation of fossil fuel in the world (Yılmaz et al., 2003). Energy can be limitless and it is transferred posterity for sustainability. Sun is infinite energy source and renewable energy resources get from sun, directly and indirectly. So, these resources are not limited and will not run out

22 Nisan 2015 Çarşamba

Kaos (Ziauddin Sardar-NTV Yayınları)


Eveeeetttt...! Bir diğer çizgi bilim serimiz ile karşınızdayız.Gene güzel,sade ve anlaşılır bir anlatım.Gene ilginç bir teori."Düzensizlikte ki düzen" gerçekten ilginç çekici.Hayatınızdaki en küçük bir şeyin bile nasıl bir döngüyü beraberin de getirdiğini anlıyorsunuz.Bir çoğumuz kaosu kelebek etkisinin açıklamasından aşinayız zaten. "Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpması, Dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir."   Bu  kitabı okuyunca aslında kaosun tek bu olmadığını anlayacaksınız. 
 Kitabın tanıtımından:"  “İyi özetlenmiş bir kitap… şiddetle önerilir.” Time Out

Kaosun kendi düzeni vardır ve her düzende kaos saklıdır. Ya da şöyle diyelim; düzen düzensizliği yaratır ve düzensizliğin bir düzeni vardır. Peki şu nasıl? Kaos, matematiksel bir teorisi olan büyük bir kargaşadır; şaşırtıcı ve tartışmalıdır. Lorenz’e göre, kaos, kelebeğin kanat çırpışıyla kilometrelerce ötede kasırgalar yaratandır . Yunan mitolojisine göre, her şeyden önce var olan ve sadece “o” olandır. Ovidius’a soracak olursanız, “evrenin içindeki doğa”dır. Nietzsche’ye göreyse, “dans eden bir yıldız doğurabilmesi için insanın içinde kaos olmalıdır”. Gel de çık işin içinden! Nedir bu kaos? Düzenin içindeki düzensizlik mi, yoksa düzensizliğin içindeki düzen mi? Şiirsel bir anarşi mi, yoksa fiziksel bir gerçeklik mi? 

Kaosu anlamak için her şeyden önce teorisini anlamak gerekiyor. Ziauddin Sardar’ın yazdığı, Iwona Abrams’ın resimlediği Kaos, hayvan nüfusundaki değişimden borsadaki iniş çıkışlara kadar pek çok olayda, kaosun, varlığını nasıl hissettirdiğini açıklıyor. Modern matematik ve fizikteki kaosun köklerini, kaosla karmaşıklık arasındaki bağlantıları araştırıyor ve bütün karmaşık sistemlerin basit kurallardan türediğini ileri sürüyor.  "

Kuantum Teorisi (J.P McEvoy-NTV Yayınları)

Geçen sefer "Tanrının formülü" kitabından bahsederken hızımı alamayıp teoriler hakkındaki kitapları okuduğumdan bahsetmiştim.Şimdi size o kitaplardan bahsedeceğim.Bu kitaplar NTV yayınlarının çizgi bilim serisinden.Dolayısıyla anlaşılır ve basit bir dille aktarım var.Her okuyan anlayabilir.Daha aldıklarımın hepsini bitiremedim o yüzden okudukça sizlere de bunlardan bahsedeceğiz:) İlk kitabımız:  Kuantum Teorisi:
     Gerçekten çok açıklayıcı bir kitap.Ayrıca resimlerle desteklenmiş.O yüzden sıkılmıyorsunuz.Kitabın tanıtımından:

"      Bu kitap, bilimin en heyecan verici, en kışkırtıcı ve elbette ki en gizemli alanlarından birini mercek altına yatırıyor. Kuantum teorisiyle ilgili aklınıza gelen her türlü soruyu eğlenceli bir anlatımla cevaplarken, Schrödinger’in kedisinin diğer kedilerden farkını, atom-altı düzeydeki akıllı parçacıkları, bu yeni teoriye şüpheyle yaklaşan klasik fiziğin kaygılarını, buna karşılık kuantum teorisinin şaşırtıcı derecede tutarlı açıklamalarını bilim yazarı J. P. McEvoy’un dilinden ve ödüllü çizer Oscar Zarate’ın çizgileriyle anlatıyor.   "
Bu kitabın bir diğer güzel yönü ise en arkasında eğer bu konuya devam etmek isterseniz ileri okumada  okuyabileceğinizi kitaplar hakkında teori vermesidir.İyi okumalar hepinize:)

20 Nisan 2015 Pazartesi

Tanrının Formülü

"Rab mahirdir ama zalim değildir. Doğa sırlarını sinsiliğinden değil özündeki yüceliğinden dolayı saklar."
-Albert Einstein-

Bu kitap bir harika.Dan Brown 'un kitapları seviyorsanız veya bilimle,teorilerle bir ilginiz varsa ya da macera kitaplarını seviyorsanız bu kitap tam sizlik.
Değişik teorilere ve Einstein'ın hayranı olan ben için sürekleyici bir kitaptı.Teoriler dediğimde belki anlamam diye düşünebilirsiniz ama bu kitap o teorileri o kadar akıcı anlatmış ki emin olun teorileri gözünüzde canlandırabilecek ya da bazen aa ne kadar kolaymış aslında diyebileceksiniz:)  hatta belki benim gibi hemen teoriler üzerine olan bir kaç kitap daha alıp bilgilerinizi canlı tutup geliştireceksiniz.Kitabın  özeti için : 
1951 sonbaharı: İsrail'in ilk başbakanı David Ben Gurion, Albert Einstein'la tanışmak için Princeton'a gider. Ziyaretinin amacı nükleer silah elde etmektir. Atomla başlayan gizli sohbetleri hızla Tanrı'nın varlığına doğru yönelir. Einstein Tanrı'nın formülünün peşindedir. Dünya düzenini tepe taklak edebilecek bir önemde olduğu için CIA de bu belgenin izini sürmektedir. 

Günümüz Kahire'si, Tahrir Meydanı: Kriptolog ve tarih profesörü Thomas Noronha'nın hayatı, çekici İranlı bir kadın olan Ariana Pakravan'ın, çok gizli bir el yazmasını deşifre etmek için yardımını istemesiyle alt üst olur. Albert Einstein imzalı el yazmasının başlığı Tanrı'nın Formülü'dür. Bu formülü deşifre edebilecek tek uzman Noronha'dır. Bunun farkında olan tüm güçlerse Noronha'yı izlemektedir. Kendisiyle birlikte dünyanın da kaderini ilgilendiren bu formül pandoranın kutusuna dönüşmek üzeredir. 


Tanrı'nın Formülü, zamanın başlangıcına, evrenin kökenine ve hayatın anlamına dair bu müthiş macerada kuantum fiziğini dinle, Batı felsefesini Doğu mistisizmiyle buluşturan "Tanrı var mı? Doğum ve ölüm nasıl şeyler? Evren sonsuz mu yoksa bir gün yok olacak mı?" gibi insanlığın her zaman üzerine kafa yorduğu sorulara da bir cevap ararken okurlara unutamayacakları bir macerayı da sunuyor.


Tanrı'nın Formülü bilimin hâlâ keşfetmeye çalıştığı biricik yer olan dünyadan ve onun başlangıcı ve sonundan bahsediyor. Hikâyenin konusu bilimsel ayrıntılara boğulmadan okuyucuyu ilk sayfadan sonuna kadar ele geçiriyor. Tanrı'nın Formülü sinemaya uyarlanacak kadar güçlü bir görsel algıya sahip. Peki, hikâyede ne anlatılıyor? Okuyucuyu bunu kendi başına keşfetme zevkinden mahrum bırakmayacağım. Ancak şu kadarını söyleyebilirim ki kitabı bir kez okumaya başladığınızda elinizden düşüremeyeceksiniz.

-O Primeiro de Janeiro, Portekiz-
(Tanıtım Bülteninden)

19 Nisan 2015 Pazar

Lechuguilla Mağarası [ABD-New Mexico]

1986 yılında yapılan kazı çalışmasında keşfedildi.120 mil uzunluğunda,489 metre derinliğindedir.Dünyanın en uzun 5.mağarası olarak biliniyor.Ayrıca mağarada güneş ışığını kullanmayan,duvardan beslenen ektremofil bakteriler olmasıda ilgi çekici.Bunun dışında Chandelier  Ballroom keşiflerinin de en büyüğü burası çünkü burada 6 metre kadar uzunluğunda dev kristaller bulunuyor.

Eisriesenwelt buz mağarası [Avusturalya]

Avusturalya'daki bu buz mağarası  dünyadaki en ilginç ve gizemli yerlerden birisidir. Salburg'un 40 km güneyinde bir dağın tepe noktasına yakın küçük bir delikten içeriye giriyoruz.Ve karşımıza dev bir mağara çıkıyor.Bu mağara buzun oyulup da bir tünel açmışsın gibi bir izlenim veriyor insana.Toplam uzunluğu 42 metre ve bu mağara tam olarak nasıl oluştu kesin bir bilgi yok.Bu mağara bizi kendine delicesine çekiyor.değil mi?


WAİTOOMO GLOWWORM MAĞARASI (YENİ ZELANDA)

Yeni Zelanda  en çok seyahat etmek istediğim ülkelerden biri.Doğal güzellikleri insanı büyülüyor.İşte bu mağarada o müthiş güzelliklerden biri. “Waitoomo Glowworm ” !
Yukarıda gördüğünüz o güzellik ışıklara  biyolojik ışık dersek yanlış olmaz.Bize yer altında bu güzel manzarayı biyolojik olan binlerce parlaklık aslında ‘ larvalar’.Şaşırdınız değil mi? Ateş böceğine benzeyen ama aslında özel bir sinek türü.Tavandan sarkarak sizi yer altında bir gökyüzü sunuyorlar.Bu büyüleyici mağara yaklaşık 30 milyon yıl önce oluşmuş.Ve tek güzelliği bu ışıltılar değil.Buraya giderseniz kireç taşı bacalarının da büyüsüne kapılabilirsiniz.Bizce bu mağarayı ölmeden önce ziyaret etmeniz gereken listesine eklemelisiniz:)
note: diğer blogumuzdan alıntıdır

DEER MAĞARASI (BORNEO) [GEYİK MAĞARASI]



Bugün size ilginç bulduğum diğer mağaradan bahsedeceğim “Deer Mağarası”.Gerçekten  muazzam derecede büyük mağaralardan biri.Yukarıda resimde küçük bir adamı görüyor musun?Sanırım ne demek istediğimi anladın :) Ama size daha ilginç bir bilgi daha vereceğim.O resmin yanında ki ‘uçak’ bir jumbo jet ve  bu jet çok rahat bir şekilde Deer mağarasında uçabilir.:O
Peki bu mağara nasıl oluştu?
Yağmur suyu nehirle karışıp yer altına iner.Ve topraktan aldığı karbondioksitle asitli bir yapıya dönüşür.Su yer altına indikçe daha da aşındırıcı olur.Bunların etkisiyle bir çok koridor oluşur.İşte böyle bizim Deer mağaramız da bu şeklini alır:) Aşağıdaki resimle büyüklüğünü daha çok görebilirsiniz.
note :diğer blog sayfamuzdan alıntıdır

SWALLOWS MAĞARASI[MEKSİKA]

Mağaralar oldum olası ilgimi çekmiştir.Dünya üzerinde ki dipsiz kuyular.Dışarıdan bakıldığında ürkütücü görünen bu yerlerin içinde müthiş güzellikler varYukarıda ki resimdeki mağaramız dünyanın en büyük bacası.Yüksekliği 400 metre ve bu mağara derinliği ile Empire State  binasını yutabilir. Yukarıda ki resimde ve aşağıdaki videoda  gördüğünüz gibi bu mağara maceraperestler için vazgeçilmez bir yer.Aslında bir düşünürseniz bu mağara tam anlamıyla aydınlıktan karanlığa bir iniş..Müthiş:)
bu videoyla neler anlatmak istediğimi daha iyi anlarsınız:)
https://www.youtube.com/watch?v=YxoYpvCLww0
(not:eski blogdan alıntıdır)